iki kişi - Turco Inglés Diccionario
Historia

iki kişi



Significados de "iki kişi" en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)

Turco Inglés
General
iki kişi twain n.
iki kişi tway [dialect] n.
iki kişi twosome adj.
Slang
iki kişi gruesome-twosome n.

Significados de "iki kişi" con otros términos en diccionario inglés turco: 189 resultado(s)

Turco Inglés
General
silahlı çatışma (iki kişi arasındaki) gunfight n.
yayan bir veya birkaç kişi tarafından çekilen iki tekerlekli hafif taşıt rickshaw n.
sadece iki kişi arasında geçen konuşma tête-à-tête n.
sadece iki kişi arasında geçen mücadele two-horse race n.
iki kişinin de çok istediği halde yapamadığı bir şeyi belki karşıdaki kişi teklif eder diye birbirleriyle bakışması mamihlapinatapei n.
iki kişinin de çok istediği halde yapamadığı bir şeyi belki karşıdaki kişi teklif eder diye birbirleriyle bakışması mamihlapinatapai n.
tek kişi tarafından çekilen iki tekerli araç rickshaw n.
topun bir iple dikey bir sırığa asıldığı ve iki kişi arasında oynanan bir top oyunu tetherball n.
iki kişi ile oynanan, balkanlara özgü bir çeşit iskambil oyunu tablanette n.
arka arkaya oturan iki veya daha fazla kişi tarafından kullanılmak üzere tasarlanmış bisiklet veya kano benzeri araç tandem n.
evli olan iki kişi arasındaki bağ the bonds of holy matrimony n.
iki kişi ile oynanan oyun twasome [scottish] n.
iki kişi arasında sıkışmış kimse bodkin [uk] n.
iki kişi arasındaki kavga monomachia n.
iki kişi arasındaki çarpışma monomachy n.
içerde iki yolcu, dışarıda sürücü ve uşak olmak üzere toplamda dört kişi taşıyan, üstü açılabilir dört tekerlekli hafif bir at arabası gladstone n.
iki kişi arasındaki sohbet one-to-one n.
iki kişi arasındaki ilişki one-to-one n.
ilişki sürdüren iki kişi dyad n.
etkileşim halindeki iki kişi dyad n.
iki kişi arasındaki etkileşim dyad n.
belirli bir amaç için eşleştirilen iki kişi couple n.
iki yer veya kişi arasındaki trafik intertraffic n.
(iki veya daha fazla kişi) arasında ilişki kurmak bond v.
iki kişi ile oynanan oyun twosome adj.
iki kişi için à deux adj.
birbiri ardına oturan iki veya daha fazla kişi tarafından kullanılmak üzere tasarlanmış tandem adj.
sırasıyla iki kişi vasıtasıyla ulaşan thirdhand adj.
iki kişi tarafından yapılan two-man adj.
iki kişi tarafından üretilen two-man adj.
iki kişi tarafından yönetilen two-man adj.
iki kişi tarafından kontrol edilen two-man adj.
iki kişi arasında head-to-head adj.
(özellikle erkek) iki kişi arasındaki arkadaşlığı içeren buddy adj.
iki kişi arasında dolaysız iletişim içeren one on one [us] adj.
iki kişi arasındaki doğrudan iletişim veya alışverişe dair one on one [us] adj.
iki kişi arasında doğrudan iletişim veya alışveriş içeren one-on-one adj.
iki kişi arasındaki doğrudan iletişim veya alışverişe dair one-on-one adj.
ortak iki kişi barındıran corporate adj.
Phrasals
(bir kişi veya şeyle başka bir kişi veya şey/iki kişi veya şey) arasına girmek/sızmak get between v.
(bir kişi veya şeyi başka bir kişi veya şeyden/iki kişi veya şeyi birbirinden) ayırmak/uzaklaştırmak get between v.
(bir kişi veya şeyle başka bir kişi veya şey/iki kişi veya şey) arasına girmek/sızmak get between (someone or something and someone or something else) v.
(bir kişi veya şeyi başka bir kişi veya şeyden/iki kişi veya şeyi birbirinden) ayırmak/uzaklaştırmak get between (someone or something and someone or something else) v.
iki zıt kişi veya şey arasında karar vermek judge between (someone or something and someone or something else) v.
iki zıt kişi veya şey arasında seçim yapmak judge between (someone or something and someone or something else) v.
(iki veya daha çok kişi veya şey) arasında yavaş yavaş yürümek step between (someone or something) v.
(iki veya daha çok kişi veya şey) usulca yürümek step between (someone or something) v.
(iki veya daha çok kişi veya şey) dikkatlice yürümek step between (someone or something) v.
(iki veya daha çok kişi veya şey) adımlarını dikkatle atmak step between (someone or something) v.
(iki veya daha çok kişi veya şey) parmaklarının ucuna basmak step between (someone or something) v.
(iki kişi veya şey) arasına girmek/adım atmak step between (someone or something) v.
(anlaşmazlık içindeki iki kişi veya gruba) müdahale etmek step between (someone or something) v.
(iki kişi veya grup) arasındaki anlaşmazlığa karışmak step between (someone or something) v.
(iki kişi veya grubun) arasını yapmak step between (someone or something) v.
(iki kişi veya grubu) uzlaştırmak/barıştırmak step between (someone or something) v.
(iki kişi veya grup) arasında ara buluculuk yapmak step between (someone or something) v.
(iki kişi veya şey) arasına girmek/adım atmak step between (someone or something and someone or something else) v.
iki kişi arasında kararsız kalmak waver between someone and someone else v.
(iki kişi arasında) arabuluculuk yapmak mediate between v.
(iki kişi) arasında bölüştürmek split something between (something and something else) v.
(iki kişi) arasında bölmek/paylaştırmak divvy something up between two v.
(iki kişi) arasında bölüştürmek split something between (someone and someone else) v.
tek kişilik yerde iki kişi kalmak double up v.
iki kişi beraber kalmak double up v.
(bir kişilik yeri veya şeyi) iki kişi paylaşmak double up v.
bir şeyi iki kişi paylaşmak double up v.
bir kişilik şeyi iki kişi paylaşmak double up v.
(iki veya bir kaç şey/kişi) arasında seçim yapmak judge between (someone or something) (and someone or something else) v.
(iki veya bir kaç şey/kişi) arasında seçim yapmak judge between (someone or something and someone or something else) v.
(iki veya daha fazla şey/kişi) arasında bölünmek split between (two or more people or things) v.
(iki veya daha fazla şey/kişi) arasında kararsız kalmak split between (two or more people or things) v.
(iki veya daha fazla şey/kişi) arasında kalmak split between (two or more people or things) v.
(iki veya daha fazla şey/kişi) arasında bölüştürmek split between (two or more people or things) v.
bir şeyi (iki veya daha fazla şey/kişi) arasında bölüştürmek/paylaştırmak split between (two or more people or things) v.
bir şeyi (iki veya daha fazla şey/kişi) arasında pay etmek split between (two or more people or things) v.
bir şeyi (iki veya daha fazla kişi) paylaşmak/bölüşmek split between (two or more people or things) v.
(iki veya daha fazla şey/kişi) arasında yer işgal etmek split between (two or more people or things) v.
iki kişi arasında karşılaşma düzenlemek face off v.
(iki kişi/iki şey) arasında kararsız kalmak vacillate between (one person or thing) and (another) v.
(iki kişi/iki şey) arasında karar verememek vacillate between (one person or thing) and (another) v.
(iki kişi/iki şey) arasında kalmak vacillate between (one person or thing) and (another) v.
iki kişi arasında çöpçatanlık yapmak match someone (up) (with someone) v.
iki kişi arasında çöpçatanlık yapmak and match something (up) (with something) v.
bir şeyi iki kişi kendi arasında sektirmek bounce something back and forth v.
(iki kişi veya şey) arasından seçmek choose between (two people or things) v.
(iki kişi veya şey) arasından seçim yapmak choose between (two people or things) v.
(iki kişi/şey) arasında bir seçim yapmak decide between (someone or something) v.
(iki kişi/şey) arasında bir karar vermek decide between (someone or something) v.
(iki kişi veya şey) arasında kalmak (karar verememek) oscillate between (two people or things) v.
(iki kişi veya şey) arasında kararsız kalmak oscillate between (two people or things) v.
(iki kişi veya şey) arasında gidip gelmek oscillate between (two people or things) v.
(iki veya daha fazla kişi, grup) arasında değişmek vary between (someone or something) v.
(iki kişi/şey) arasına sıkışmak wedge between (someone or something) v.
(iki kişi/şey) arasında sıkışıp kalmak wedge between (someone or something) v.
(iki kişi/şey) arasına sıkıştırmak wedge between (someone or something) v.
iki kişi/şey arasına sıkışmak wedge between people or things v.
iki kişi/şey arasında sıkışıp kalmak wedge between people or things v.
iki kişi/şey arasına sıkıştırmak wedge between people or things v.
Phrases
(iki kişi) arasında sevginin zerresi bile kalmama/olmama little love lost between (two people) expr.
aynı anda aynı şeyi yapmaya çalışan iki kişi için kullanılan bir deyim after you, my dear alphonse expr.
(kavga etmek/anlaşmak) iki kişi gerektirir it takes two (to do something) expr.
Proverb
iki kişi konuşurken üçüncüye laf düşmez two is company (but) three's a crowd
eğer iki kişi kötü bir durumla karşılaşmışsa bu sorundan her ikisi birden sorumludur it takes two to tango
iki kişi tek kişiden iyidir two can dig a lot quicker than one.
bir kişi iki şeyi aynı anda aynı kalitede yapamaz a man cannot serve two masters
iki kişi bir şey için kavga ederken/çekişirken üçüncü kişi o şeyi alır gider while two dogs are fighting for bone, a third one runs away with it
Colloquial
bilindik iki kategori veya tür arasında sayılan kişi veya şey tweener n.
iki kişi arasındaki düşmanlık hostility between two persons n.
birbiriyle bağlantılı iki kişi bedfellows n.
iki kişi için bir buluşma ayarlamak hook up v.
bir iki (kişi/şey) a couple of (people or things) adj.
iki kişi gerekir it takes two expr.
iki kişi arasında romantik bir ilişkinin kurulup kurulmayacağı sorusunu bildiren ifade will-they-won't-they expr.
Idioms
iki kişinin arasındaki cinsel çekime engel olmak için yanlarında bulunan kişi a fire extinguisher n.
birbirine karşı çok nazik olan iki kişi alphonse and gaston n.
iki kişi arasındaki kavga/çekişme a straight fight n.
sürekli birbirini kaçıran iki kişi box and cox n.
birbirini bir türlü denk getiremeyen iki kişi box and cox n.
sadece iki kişi arasında geçen konuşma a ˌtête-à-ˈtête [french] n.
iki kişi arasında geçen özel bir konuşma a ˌtête-à-ˈtête [french] n.
sadece iki kişi arasında geçen mücadele a two-horse race n.
iki kişi arasında düşmanlığa neden olacak hareket/davranış an act of war n.
iki kişi arasında düşmanlığa neden olacak hareket/davranış an act of war n.
seyahat sırasında iki kişi arasında sıkışıp kalmak sit bodkin [obsolete] v.
seyahat sırasında iki kişi arasında ezilmek sit bodkin [obsolete] v.
seyahat sırasında iki kişi arasında sıkışıp kalmak ride bodkin [obsolete] v.
seyahat sırasında iki kişi arasında ezilmek ride bodkin [obsolete] v.
iki kişi arasındaki ilişki bitmiş olmak be through with v.
iki kişi arasındaki farkı vurgulamak tell someone from someone else v.
(iki veya daha fazla kişi/şey arasında) bağlantı kurmak join (up) the dots v.
(iki kişi arasında) sevginin zerresi bile kalmamak be little love lost between (two people) v.
(iki kişi) arasında sevgiden eser kalmamak be no love lost between (two people) v.
(iki kişi) birbirinden nefret etmek be no love lost between (two people) v.
(iki kişi) birbirinden hiç hoşlanmamak be no love lost between (two people) v.
(iki kişi) birbirini sevmemek be no love lost between (two people) v.
(iki kişi) arasında husumet/düşmanlık olmak be no love lost between (two people) v.
(iki kişi) birbirine düşman kesilmek be no love lost between (two people) v.
iki kişi/şey arasında ayrım yapmak make fish of one and fowl of another v.
iki kişi/şey arasında ayrım yapmak make fish of one and fowl of the other v.
(iki kişi/şey) arasında kalmış torn between (people or things) adj.
(iki kişi/şey) arasında kararsız kalmış torn between (people or things) adj.
(iki kişi/şey) arasında ikilemde kalmış torn between (people or things) adj.
bu oyunu iki kişi oynar two can play at this game expr.
iki kişi arasındaki düşmanlık no love lost expr.
iki kişi konuşurken üçüncüye laf düşmez two's company three's a crowd expr.
iki kişi konuşurken üçüncüye laf düşmez two's company (three's a crowd) expr.
(iki kişi) arasında sevgiden eser kalmamış no love lost between (two people) expr.
(iki kişi) birbirinden nefret ediyor no love lost between (two people) expr.
(iki kişi) birbirinden hiç hoşlanmıyor no love lost between (two people) expr.
(iki kişi) birbirini sevmiyor no love lost between (two people) expr.
(iki kişi) birbirini hiç sevmez there is no love lost between (two people) expr.
(iki kişi) birbirinden hiç hoşlanmaz there is no love lost between (two people) expr.
(iki kişi) arasında husumet/düşmanlık var there is no love lost between (two people) expr.
(iki kişi) birbirinden nefret eder there is no love lost between (two people) expr.
(iki kişi) arasında sevgiden eser yok there is no love lost between (two people) expr.
(iki kişi/şey) arasında bir fark yok there's nothing to choose between (two people or things) expr.
(iki kişi/şey) birbirinin aynısı there's nothing to choose between (two people or things) expr.
(iki kişi/şey) birbirine denk there's nothing to choose between (two people or things) expr.
bu oyunu iki kişi oynar two can play this game expr.
iki kişi konuşurken üçüncüye laf düşmez two's company(, three's a crowd) expr.
iki kişi konuşurken üçüncüye bok yemek düşer two's company(, three's a crowd) expr.
Speaking
çoğu yerli on iki kişi yaralandı mostly locals twelve people were injured expr.
Trade/Economic
iki kişi adına açılan hesap alternate account n.
iki veya daha fazla kişi veya maldan oluşan topluluk ensemble n.
Politics
iki kişi tarafından yönetilme biarchy n.
aynı kişi tarafından kanuna aykırı olarak iki veya daha fazla seçim bölgesinde oy kullanılması multiple voting n.
yüksek bir makamı paylaşan iki kişi duumvirate n.
siyasi yelpazenin her iki ucunun da mantıksız veya aşırı olduğuna inandığı için kendisini merkezci olarak tanımlayan kişi enlightened centrist n.
Tourism
iki kişilik odaya kişi başı ödenecek miktar ppdo (per person, double occupancy) abrev.
Technical
iki kişi gerektiren two-handed adj.
Computer
çevrimiçi bir tartışmada iki veya daha fazla kişi arasında geçen öfkeli, eleştirel veya aşağılayıcı münakaşa flame war n.
Telecom
birbirleriyle telefonla iletişim kurmaya çalışan iki kişi tarafından yapılan bir dizi başarısız çağrı telephone tag n.
Aeronautic
hobi amaçlı veya yarışlarda kullanılan en fazla iki kişi kapasiteli küçük bir özel uçak microlight n.
en fazla iki kişi kapasiteli küçük bir özel uçakla yapılan uçuş sporu microlighting n.
Marine
iki kişi tarafından kullanılan bir dingi çeşidi forty-niner n.
iki kişi tarafından kullanılan düz bir tekne çeşidi star n.
Linguistics
iki kişi tarafından anlaşılabilen dil idioglossia n.
History
şarlman'ın şeref kıtasındaki on iki kişi douzepers n.
Military
iki kişi kuralı two-person rule n.
Sport
iki kişi ile oynanan golf maçı twosome n.
Theatre
iki kişi tarafından sahnelenen two-man adj.
Slang
aralarında duygusal birliktelik olmayıp sadece cinsel ilişki olan iki kişi fwb (friends with benefits) n.
aralarında duygusal birliktelik olmayıp sadece cinsel ilişki olan iki kişi friends with benefits n.
(iki kişi arasındaki) arkadaşlık/dostluk ruhu kindred spirit n.
iki kişi arasında cinsel çekim olmasın diye ortamda bulunan tip fire extinguisher n.
(iki kişi olarak) ata, bisiklete birlikte binmek dink v.
iki kişi konuşurken üçüncüye bok yemek düşer two's company, three's a crowd expr.
iki kişi konuşurken üçüncüye bok yemek düşer two is company, but three's a crowd expr.
iki kişi konuşurken üçüncüye bok yemek düşer three's a crowd expr.